Siirt İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

İbrahim Hakkı Hz. ve İsmail Fakirullah Hz. Türbesi

Tillo Bilim Kültür Günleri (4).png

İsmail Fakirullah Hazretleri

İsmail Fakirullah Hazretleri, çocuk yaşlarında ilim tahsiline başlamış ve hoca oluncaya kadar ilim tahsiline aralıksız devam etmiştir. Yirmi dört yaşındayken babasını kaybetmiştir. Bu yaşta evlenerek oturduğu camide müderrislik ve imamlık yapmaya başlamıştır. Otuz yaşında annesini kaybettikten sonra, zühd ve takvasının gereği olarak kendisine bir tarla satın almış, bizzat kendi elleriyle asma ağaçları dikmiş ve geçimini sağlamak için çalışmıştır. Tarla ekmiş, ekin biçmiştir. Kırk yaşına kadar günlerinin çoğunu oruçla geçirmiş, orucunu birkaç üzüm tanesi ile açmıştır. Kırk gün konuşmadan, yemeden içmeden kesilip mana alemine dalmıştır. Kırkıncı gün gözünü açmış, bir tas su içmiş, ekşi nar aşı isteyip, bir parça ekmekle yemiş ve kendine gelmiştir. Bundan sonra yemeğini normal yemeye başlamıştır. Daha sonra kırk sekiz yaşında Hacc'a gitmiştir. İsmail Fakirullah Hazretlerinin biri kız olmak üzere 5 çocuğu vardı. Üveysiyye tarikatının esasları doğrultusunda, her kesimden insanları irşat ederken, diğer tarafta şer-i ilimler ve müspet ilimlerde dünyaca ünlü meşhur ilim adamları yetiştirmiştir. Hayatını hak yolda insanları irşat etmekle geçiren bu büyük veli, Hicri 1146, Miladi 1734 senesinde ruhunu Mevlasına teslim etmiştir. Kabri Tillo da kendi ismiyle anılan türbededir. Her sene binlerce kişi türbesini ziyaret etmektedir.

İBRÂHİM HAKKI ERZURÛMÎ
(ö. 1194/1780)

1701 tarihinde Erzurum'da doğdu.Mutasavvıf. Dokuz yaşındayken babasıyla Siirt'e gitti ve Tillo Köyü'ndeki Kadiri Seyhi Ismail Fakirullah'a bağlandi.1735′te Erzurum'a döndü. Üç defa hacca giden, Arabistan ve Mısır'ı dolaşan İbrahim Hakkı,1752′de İstanbul'da Sultan I.Mahmud Han'ın özel izniyle saray kitaplığıdan yararlandı. Şiirlerini İlahiname adı altında toplayan İbrahim Hakkı, ünlü eseri Marifetname'de çağının jeolojiden astronomiye, fizyolojiden psikolojiye kadar pek cok alandaki bilgilerini bir araya getirmeye çalıştı 1780 tarihinde vefat etti.

Osman Efendi adlı bir şeyhin oğludur. Babası saygın bir mutasavvıf idi ve İbrahim Hakkı'yı iyi bir eğitimle yetiştirdi.İbrahim Hakkı olgun bir düşünürdü. Yetmişten fazla eser yazdı. Eserleri arasında en meşhuru olan Marifetname adlı eseri, yaşadığı dönemin bütün bilgilerini kapsayan ansiklopedik özellikte bir eserdir.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Marifetname adlı eseriyle insanlara önce çevrelerindeki eşyayı, daha sonra kendilerini ve en sonunda da Tanrıyı bildirmeyi amaçlıyordu. Kitabın içindeki Kıyafetname adlı bölüm ise bir çeşit görgü bilimidir.Erzurumlu İbrahim Hakkı, dar çevresi içinde tasavvufu öğrenmişti. O, derin düşüncesiyle cisimlerin birleşmesini, hayatın doğuşunu, cinslerin gelişmesini yepyeni bir görüşle ortaya atmıştı.

Ona göre Allah önce 'Kendi nurundan bir cevher var edip, andan cemi kainatı tedric ve tertib ile halk etmiştir; buna Cevher-i Evvel denir.'

Erzurumlu İbrahim Hakkı'ya göre, bütün varlık küre şeklindedir: 'Alemin her ne tarafına nazar olunsa şekli muhaddep görünür.' 'Arzda ve semada müşahede olunan bütün şekiller yuvarlaktır'. Einstein bu görüşü ondan çok daha sonra matematiksel yollardan göstermiştir.İnsanların nazarında çok önemli bir yer işgal eden Marifetname adlı eseri defalarca basılmıştır.

HAKKINDA YAZILANLAR

Erzurum Milletvekili Doç. Dr. Ömer Özyılmaz'ın girişimleri sonucu İbrahim Hakkı Pulu bastırıldığı bildirildi. Erzurum Milletvekili Doç. Dr. Ömer Özyılmaz'ın girişimleri sonucu PTT Genel Müdürlüğü'nün İbrahim Hakkı Hazretleri Pulu çıkarttığı belirtildi.

PTT'nin İbrahim Hakkı Hazretleri'nin doğumunun 300. yılı sebebiyle çıkardığı pul ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan Doç. Dr. Özyılmaz, 'Master ve doktora çalışmalarımda kendisinden büyük feyiz aldım. Bu tezlerimde evrensel bilgilerinden büyük ölçüde yararlandım. İbrahim Hakkı Hazretleri adına böyle bir anma pulunun bastırılmış olmasından büyük memnuniyet duydum.' ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Ömer Özyılmaz, siyasete girmeden önce devam ettiği akademik hayatında İbrahim Hakkı Hazretleri'inin eğitim anlayışı üzerine bilimsel tezler hazırlamıştı. İbrahim Hakkı Hazretleri, geçtiğimiz kasım ayı içinde doğumunun 300. yılında ilk kez devlet töreni ile anılmıştı.

40'a yakın eser bıraktı

'Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler.' sözünün sahibi, mütefekkir ve mutasavvıf vasıflarıyla tarihe geçen Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, 18 Mayıs 1703'te Erzurum/Hasankale'de doğdu. Çocukluğunda İsmail Fakirullah Hazretleri ile tanıştı. Erzurum Müftüsü Muhammed Hazık'tan Arapça, Farsça dersleri aldı. 1728'de Tillo'ya giderek Şeyh Fakirullah Hazretleri'ne bağlandı. 7 yıl sonra şeyhinin vefatı üzerine Erzurum'a döndü ve Yukarı Habib Efendi Camii'nde imam-hatip olarak görev aldı. Kabiliyeti ve bilgisiyle ilim çevrelerinin dikkatini çekince Sultan I. Mahmut tarafından saraya davet edildi ve saray kütüphanesi istifadesine sunuldu. 1775'te Hasankale'de inzivaya çekilerek kendini tamamen kitap hazırlamaya adadı. Marifetname'yi o dönemde yazdı. Eserde, astronomiden matematiğe, astrolojiden tıbba kadar birçok konudaki soruların cevabı yer alıyor. 22 Haziran 1780'de Tillo'da vefat etti ve şeyhi Fakirullah için yaptırdığı türbeye defnedildi. 40'a yakın eseri arasında en çok bilinenler şunlar: İbrahim Hakkı Divanı, İrfaniye, İhsaniye, Mecmuatü'l Meani ve Marifetname.


GÜNEŞ HADİSESİNİN OLUŞUMU

Işık Hadisesi'nin gerçekleştiği Türbe, bir büyük ve iki küçük kubbenin örttüğü iki oda bir hol ile 8 köşeli ve 10 m yüksekliğinde bir kuleden ibarettir. Her yıl gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül'de "Işık Hadisesi" bu türbede gerçekleşmektedir.

İbrahim Hakkı Hazretleri, Tillo'nun 3-4 km doğusunda bir tepe üzerinde harçsız taşlarla bir duvar yaptırır. Halk arasında Kal'at-ül Üstad diye bilinen bu duvarın etkisiyle, yeni doğan güneşin ilk ışınları Türbenin tümünü gölgede bırakırken, duvarda bulunan 40*50 cm ebadındaki pencereden geçen güneş ışınları, türbe kulesinin penceresine ve oradan da kırılmak suretiyle türbe penceresinden İsmail Fakirullah Hazretlerinin sandukasının başucunu aydınlatmaktadır.İbrahim Hakkı Hazretleri bu sistem ile ilgili olarak, "Yeni Yılın ilk Güneşi, eğer hocamın başucuna düşmezse, ben o Güneşi neyleyim!.." diyerek Hocası İsmail Fakirullah Hazretlerine karşı olan saygısını göstermektedir.